Ana içeriğe atla

HAYIR’lı Bir Yazı Serisi





Bugünkü paylaşımım belki de şimdiye dek paylaştıklarım arasında en önem taşıyanlardan. Günlük hayatta karşımıza çıkan teklif ve seçeneklere "Hayır" diyebilme üzerine dört bölümlük bir yazı serisi aktaracağım sizlere. Buyurun ilkiyle başlayalım: 

Nihai Üretkenlik Hilesi: HAYIR diyebilmek! (1)

“Herhangi bir şeyi yapmamak, daima, yapmaktan daha hızlı olacaktır. Bu ifade bana eski bilgisayar programcılığının “Kodun olmayışından daha hızlı kod olmadığını unutmayın” sözünü hatırlatıyor. Aynı felsefe hayatın diğer alanlarında da geçerlidir. Örneğin, hiç toplantı yapmamaktan daha hızlı giden bir toplantı yoktur.

Bu, başka bir toplantıya asla katılmamanız gerektiği anlamına gelmez, ancak gerçek şu ki, aslında yapmak istemediğimiz birçok şeye evet diyoruz. Yapılması gerekmeyen birçok toplantı var. Silinebilecek çok sayıda kod yazılmıştır.

İnsanlar ne sıklıkla sizden bir şey yapmanızı isterler ve siz sadece "Tabii şey …" cevabını verirsiniz. Üç gün sonra, yapılacaklar listenizde ne kadar çok şey olduğuna şaşıracaksınız. İlk etapta onlara evet diyen biz olsak da yükümlülüklerimiz yüzünden hüsrana uğrarız.

Gerekli olup olmadığını sormaya değer. Birçoğu değildir ve basit bir “Hayır” en verimli kişinin toplayabileceği işten daha üretken olacaktır. Ama hayır demenin faydaları bu kadar açıksa neden bu kadar sık ​​evet diyoruz?

Neden Evet Diyoruz?

Pek çok isteği, yapmak istediğimiz için değil, kaba, kibirli veya yararsız olarak görülmek istemediğimiz için kabul ediyoruz. Çoğu zaman, gelecekte tekrar etkileşim kuracağınız birine - iş arkadaşınıza, eşinize, ailenize ve arkadaşlarınıza - hayır demeyi düşünmeniz gerekir.

Bu insanlara hayır demek özellikle zor olabilir çünkü onları seviyoruz ve desteklemek istiyoruz. (Sık sık onların yardımına da ihtiyaç duyarız.) Başkalarıyla iş birliği yapmak hayatın önemli bir unsurudur. İlişkiyi zorlama düşüncesi, zamanımızın ve enerjimizin taahhüdüne ağır basar. Bu nedenle, yanıtınızda nazik olmanız yararlı olabilir. Yapabileceğiniz her türlü iyiliği yapın ve hayır demeniz gerektiğinde sıcak kalpli ve doğrudan olun. Ancak bu sosyal düşünceleri hesaba kattıktan sonra bile, çoğumuz hala evet ve hayır arasındaki dengeyi yönetmekte yetersiz görünüyor. Kendimizi, çevremizdekileri anlamlı bir şekilde iyileştirmeyen veya desteklemeyen ve kesinlikle kendi yaşamlarımızı iyileştirmeyen şeylere aşırı bağlı buluyoruz. Belki de sorunlardan biri, evet ve hayır’ın anlamı hakkında nasıl düşündüğümüzdür." 

Serinin ikinci yazısında görüşmek üzere...

Kaynak:https://jamesclear.com/saying-no

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ds-160 formu, hatalar ve çözüm

Ds-160 formu ABD vizesine başvurmak için doldurulan temel bir formdur. Formla ilgili ciddi bir stres yaşadığım için normal yazılarımın içeriğinden farklı olarak bu konuya birilerine yardımcı olmak adına yer vermek istedim. İlgili olmayanlar sizi diğer yazılarımı okumaya davet ediyorum:)  Ds-160 ABD vize formu cennete gidenlerin doldurabileceği türden. Cennete alıyorlar sanki sizi o nedenle de böyle zorluyorlar. Cennete gideceklerin bile hataları olduğuna göre, bu formu doldururken hata yaptınız diye dert etmeyin. Aslında işi bilirseniz yarım saatte dolduruluyor. Nitekim ikinci Ds-160'ı düzenlemek yarım saat sürmedi. Birinciyi sormayın :)  Öncelikle belirtmeliyim ki, konuyla ilgili Türk internet sitelerinde düzgün bir yanıt bulamadım. Bir cevap varsa bilmiyorum, ben bulamadım. Şimdi, bundan sonra başına benzer problem gelebilecekler için bu yazıyı kaleme alıyorum. Bu yazı sütten ağzı yanan birinin kaleminden dökülmüştür. Öncelikle yazı, hatasını düzeltmek ist

Tübitak'ın 2214-A Bursuna Başvurmak: Davet mektubu

Tübitak 2214-A yazı dizisini yaklaşık 11 aylık bir sürecin sonunda yazma ihtiyacı duydum. Çünkü 2214-A burs serüveni ciddi bir emek gerektirmekteydi ve gereken emeği harcayarak bugüne gelince, bu yola düşenlerin ne kadar yardıma ihtiyacı olduğunu anladım. Birazdan bu serüvenimi noktasına virgülüne varana dek size aktaracağım. Ancak bunu bölüm bölüm sunmanın daha faydalı olacağını umarak, davet mektubu almak la ilgili yaşadıklarımı bu yazıda anlatacağım. Bu arada, yazının muhatapları akademik camiada yer alan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin tamamı olabilir. Ancak bir projenin ve çalışmanın nasıl geliştiğini merak eden herkes de gayet tabî, bu yazı dizisinden istifâde edebilir. O halde başlayalım: Tâ lise yıllarımda Tübitak diye bir kurumdan haberdar olmuştum. Bazılarınız "Geç kalmışsın" diyebilir, hiç sorun değil. Şuan geldiğim noktada, hayatta öğrenmem gereken o kadar çok şeye geç kaldığımı görüyorum ki. Konuyu dağıtmadan devam edelim. Tübitak, o

Davet Mektubu Örneği

Tübitak 2214-A bursuna başvururken hocanızın size nasıl bir mektup yazacağını ona iletmeniz açısından iş görecek bir örnek sunacağım.  Ben Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakültem adına (Üniversite ve fakülte adının ve ambleminin yer aldığı antentli kağıdıyla) aşağıdakine benzer bir mektup yazdım. Tübitak'ın benden istediği şartları orada sıraladım. Böylece Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakülte dekanlığının imzaladığı bir metinde meramımı iletmiştim. O da kendi üniversitesinin antentli kağıdına yazdığı şu mektubu pdf. olarak göndermişti.  Hocanıza "örnek olarak bu türden bir şeye ihtiyacım var" derseniz, işiniz kolaylaşabilir.  Tabi bunu fakültenizin ağzıyla söylerseniz işler daha da kolaylaşabilir. Böyle bir mektup hazırlar bunu başvurmak istediğiniz tüm üniversitelere de proposal ve cv ekleyerek gönderirseniz yine iş görmesi açısından etkili olabilir. Denemekte ve sonucu burada paylaşmakta yarar var. O halde, herkese kolaylıklar.