Ana içeriğe atla

HAYIR'lı bir yazı dizisi II





Evet ve Hayır Arasındaki Fark ve Hayır’ın Rolü (2)

"Evet" ve "hayır" kelimeleri o kadar sık ​​karşılaştırmada kullanılır ki, konuşmada eşit ağırlık taşıyormuş gibi hissettirir. Gerçekte, bunlar sadece anlam olarak zıt değil, bağlılık bakımından tamamen farklı büyüklüklerdedirler. Hayır dediğinizde, yalnızca bir seçeneğe hayır diyorsunuz. Evet dediğinizde, diğer tüm seçeneklere hayır diyorsunuz. Ekonomist Tim Harford'un “Bir talebe her evet dediğimiz zaman, zamanla başarabileceğimiz her şeye hayır demiş oluyoruz.” deyişini seviyorum. Bir şeyi taahhüt ettiğinizde, gelecekteki bu zaman bloğunun nasıl harcanacağına zaten karar vermişsinizdir.

Başka bir deyişle, hayır demek gelecekte size zaman kazandırır. Evet demek gelecekte size zaman kaybettirir. Hayır, bir zaman kredisi biçimidir. Gelecekteki zamanınızı istediğiniz gibi geçirme yeteneğini korursunuz. Evet, bir tür zaman borcudur. Taahhüdünüzü bir noktada geri ödemeniz gerekiyor.

Kısacası: Hayır bir karardır. Evet bir sorumluluktur.

Hayır demek bazen sadece gücü elinde bulunduranların karşılayabileceği bir lüks olarak görülür. Ve bu doğru: Güç, para ve otorite tarafından sağlanan güvenlik ağına geri çekilebildiğiniz zaman fırsatları geri çevirmek daha kolaydır. Ancak hayır demenin sadece aramızdaki başarılılara ayrılmış bir ayrıcalık olmadığı da doğrudur. Aynı zamanda hayır diyebilmek başarılı olmanıza yardımcı olabilecek bir stratejidir.

Hayır demek, kariyerinizin herhangi bir aşamasında geliştirmeniz gereken önemli bir beceridir çünkü hayattaki en önemli varlığınızı korur: zamanınızı. Yatırımcı Pedro Sorrentino'nun dediği gibi, "Zamanınızı korumazsanız, insanlar onu sizden çalar."

Sizi hedeflerinize götürmeyen her şeye hayır demelisiniz. Dikkat dağıtıcı şeylere hayır demeniz gerekir. Bir okuyucunun bana söylediği gibi, "Hayır'ı nasıl uygulayacağınıza ilişkin tanımı genişletirseniz, aslında tek üretkenlik hilesidir (sonuçta üretken olmak için dikkatinizin dağılmasına hayır diyorsunuz).

Hiç kimse bu fikri Steve Jobs'tan daha iyi somutlaştıramadı, "İnsanlar odaklanmanın odaklanmanız gereken şeye evet demek olduğunu düşünüyor. Ama anlamı hiç de bu değil. Bu, var olan diğer yüzlerce iyi fikre hayır demek anlamına gelir. Bu nedenle dikkatli olmalısınız."

Burada üzerinde durulması gereken önemli bir denge vardır. Hayır demek, asla ilginç, yenilikçi veya spontane bir şey yapmayacağınız anlamına gelmez. Bu sadece odaklanmış bir şekilde “Evet” dediğiniz anlamına gelir. Dikkatinizi dağıtan şeyleri ortadan kaldırdıktan sonra, sizi potansiyel olarak doğru yöne taşıyabilecek herhangi bir fırsata evet demek mantıklı olabilir. Neyin işe yaradığını ve nelerden hoşlandığınızı keşfetmek için birçok şeyi denemeniz gerekebilir. Bu keşif dönemi bir projenin, işin veya kariyerin başlangıcında özellikle önemli olabilir.

Üçüncü yazımızda görüşmek üzere...

Kaynak:https://jamesclear.com/saying-no

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ds-160 formu, hatalar ve çözüm

Ds-160 formu ABD vizesine başvurmak için doldurulan temel bir formdur. Formla ilgili ciddi bir stres yaşadığım için normal yazılarımın içeriğinden farklı olarak bu konuya birilerine yardımcı olmak adına yer vermek istedim. İlgili olmayanlar sizi diğer yazılarımı okumaya davet ediyorum:)  Ds-160 ABD vize formu cennete gidenlerin doldurabileceği türden. Cennete alıyorlar sanki sizi o nedenle de böyle zorluyorlar. Cennete gideceklerin bile hataları olduğuna göre, bu formu doldururken hata yaptınız diye dert etmeyin. Aslında işi bilirseniz yarım saatte dolduruluyor. Nitekim ikinci Ds-160'ı düzenlemek yarım saat sürmedi. Birinciyi sormayın :)  Öncelikle belirtmeliyim ki, konuyla ilgili Türk internet sitelerinde düzgün bir yanıt bulamadım. Bir cevap varsa bilmiyorum, ben bulamadım. Şimdi, bundan sonra başına benzer problem gelebilecekler için bu yazıyı kaleme alıyorum. Bu yazı sütten ağzı yanan birinin kaleminden dökülmüştür. Öncelikle yazı, hatasını düzeltmek ist

Tübitak'ın 2214-A Bursuna Başvurmak: Davet mektubu

Tübitak 2214-A yazı dizisini yaklaşık 11 aylık bir sürecin sonunda yazma ihtiyacı duydum. Çünkü 2214-A burs serüveni ciddi bir emek gerektirmekteydi ve gereken emeği harcayarak bugüne gelince, bu yola düşenlerin ne kadar yardıma ihtiyacı olduğunu anladım. Birazdan bu serüvenimi noktasına virgülüne varana dek size aktaracağım. Ancak bunu bölüm bölüm sunmanın daha faydalı olacağını umarak, davet mektubu almak la ilgili yaşadıklarımı bu yazıda anlatacağım. Bu arada, yazının muhatapları akademik camiada yer alan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin tamamı olabilir. Ancak bir projenin ve çalışmanın nasıl geliştiğini merak eden herkes de gayet tabî, bu yazı dizisinden istifâde edebilir. O halde başlayalım: Tâ lise yıllarımda Tübitak diye bir kurumdan haberdar olmuştum. Bazılarınız "Geç kalmışsın" diyebilir, hiç sorun değil. Şuan geldiğim noktada, hayatta öğrenmem gereken o kadar çok şeye geç kaldığımı görüyorum ki. Konuyu dağıtmadan devam edelim. Tübitak, o

Davet Mektubu Örneği

Tübitak 2214-A bursuna başvururken hocanızın size nasıl bir mektup yazacağını ona iletmeniz açısından iş görecek bir örnek sunacağım.  Ben Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakültem adına (Üniversite ve fakülte adının ve ambleminin yer aldığı antentli kağıdıyla) aşağıdakine benzer bir mektup yazdım. Tübitak'ın benden istediği şartları orada sıraladım. Böylece Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakülte dekanlığının imzaladığı bir metinde meramımı iletmiştim. O da kendi üniversitesinin antentli kağıdına yazdığı şu mektubu pdf. olarak göndermişti.  Hocanıza "örnek olarak bu türden bir şeye ihtiyacım var" derseniz, işiniz kolaylaşabilir.  Tabi bunu fakültenizin ağzıyla söylerseniz işler daha da kolaylaşabilir. Böyle bir mektup hazırlar bunu başvurmak istediğiniz tüm üniversitelere de proposal ve cv ekleyerek gönderirseniz yine iş görmesi açısından etkili olabilir. Denemekte ve sonucu burada paylaşmakta yarar var. O halde, herkese kolaylıklar.