Ana içeriğe atla

Haber Okuryazarlığı





Yine uzun bir aradan sonra yazı denemelerine kaldığım yerden devam ediyorum. Bu defa farklı bir formatta ilerleme, yani, yazılarımı büyük oranda öz bir hale getirme niyetindeyim. Konularım ise daha güncel ve sıradışı bilgilerle ilgili olacak. Örneğin bugünün yazısı, okuduğum bir makalenin özet bir çevirisi kabilinden.  Haberin orijinal metni için linki buraya bırakıyorum:

https://learningenglish.voanews.com/a/news-litaracy-introduction-news-through-time/4387984.html

Washington DC'deki Newseum ifade özgürlüğü tarihinin açıklandığı ve savunulduğu yer olarak biliniyor.  Amerika Birleşik Devletleri'ne matbaa 1600'lerin ortalarında geldi ve Amerika'nın özgür basın tarihinde önemli bir role sahip oldu. Özgür basının, demokratik toplumlarda mühim bir yere sahip olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Basın şayet özgürse, vatandaşların özgürce konuşmasına ve ülkenin gidişatına ilişkin rahatlıkla eleştiri yapılmasına imkân tanır.   Bazı gazeteciler böylesi bir hak uğruna hayatlarını bile kaybetmişlerdir.  Yine de basının özgürce fonksiyonunu yerine getirmesi birtakım sorunlara da yol açmaktadır. Mesela yalan haberlerin ortaya çıkması bunlardan biridir. Geçen yıl, Washington'daki bir pizza restoranıyla ilgili sahte bir haber internet ortamında viral olunca silahlı bir kişinin bu haberin etkisiyle işyerine ateş açtığı görüldü.  Bu tür haberler için kullanılan en yaygın terimlerden biri “Sahte haber”dir.  Halk ve politikacılar, doğru olduğunu düşünmedikleri haberler hakkında konuşmak için bu terimi kullanmaktadır. Her ne kadar insanlar son yıllarda mezkûr terime çok dikkat etse de bu yeni bir sorun değil. Modern gazeteciliğin başlangıcından beri doğruluk değeri tartışılan çok sayıda haber gündem oldu. Bugün ise bilgi, her günün her saati etrafımızda birçok biçimde dolaşıyor. Haberleri kendi başımıza aramasak bile, çoğu zaman telefonlarımız sayesinde onlara anında ulaşırız.   

Asıl soru şu ki: Yalan haberlerin bizi yanıltmaması için bu bilgi yığınını nasıl yönetebiliriz? Bu sorunun en basit cevabı ise şu şekilde verilebilir: Haber okuryazarlığını öğrenmek. Haber okuryazarlığı, haber raporlarını yargılamak için eleştirel düşünme becerilerini kullanma yeteneğidir. Bu yeteneği kullanabilirsek "Bu/bunlar gerçekten güvenilir mi?" sorusunu karşımıza çıkan her habere sorabiliriz. Böylelikle daha sağlıklı neticelere ulaşabilir ve manipüle edilmekten kurtulabiliriz.

New York'taki Stony Brook Üniversitesi'ndeki profesörlerin haber okuryazarlığı eğitim programı oluşturduğunu biliyor muydunuz? Bugün maruz kaldığımız sayısız haberi göz önünde tutunca bu türden bir eğitim almanın önemi ortada. Çünkü daha önce sayısız kez tecrübe edildiği üzere gerçekmiş gibi sunulan bazı haberler aslında tamamen yalan olabiliyor.   Sanırım, son tahlilde, ülkemiz insanının da bu türden bir haber okuryazarlığı eğitimine ihtiyacı olduğunu söylemek gerekiyor.   

Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.  


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ds-160 formu, hatalar ve çözüm

Ds-160 formu ABD vizesine başvurmak için doldurulan temel bir formdur. Formla ilgili ciddi bir stres yaşadığım için normal yazılarımın içeriğinden farklı olarak bu konuya birilerine yardımcı olmak adına yer vermek istedim. İlgili olmayanlar sizi diğer yazılarımı okumaya davet ediyorum:)  Ds-160 ABD vize formu cennete gidenlerin doldurabileceği türden. Cennete alıyorlar sanki sizi o nedenle de böyle zorluyorlar. Cennete gideceklerin bile hataları olduğuna göre, bu formu doldururken hata yaptınız diye dert etmeyin. Aslında işi bilirseniz yarım saatte dolduruluyor. Nitekim ikinci Ds-160'ı düzenlemek yarım saat sürmedi. Birinciyi sormayın :)  Öncelikle belirtmeliyim ki, konuyla ilgili Türk internet sitelerinde düzgün bir yanıt bulamadım. Bir cevap varsa bilmiyorum, ben bulamadım. Şimdi, bundan sonra başına benzer problem gelebilecekler için bu yazıyı kaleme alıyorum. Bu yazı sütten ağzı yanan birinin kaleminden dökülmüştür. Öncelikle yazı, hatasını düzeltmek ist

Tübitak'ın 2214-A Bursuna Başvurmak: Davet mektubu

Tübitak 2214-A yazı dizisini yaklaşık 11 aylık bir sürecin sonunda yazma ihtiyacı duydum. Çünkü 2214-A burs serüveni ciddi bir emek gerektirmekteydi ve gereken emeği harcayarak bugüne gelince, bu yola düşenlerin ne kadar yardıma ihtiyacı olduğunu anladım. Birazdan bu serüvenimi noktasına virgülüne varana dek size aktaracağım. Ancak bunu bölüm bölüm sunmanın daha faydalı olacağını umarak, davet mektubu almak la ilgili yaşadıklarımı bu yazıda anlatacağım. Bu arada, yazının muhatapları akademik camiada yer alan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin tamamı olabilir. Ancak bir projenin ve çalışmanın nasıl geliştiğini merak eden herkes de gayet tabî, bu yazı dizisinden istifâde edebilir. O halde başlayalım: Tâ lise yıllarımda Tübitak diye bir kurumdan haberdar olmuştum. Bazılarınız "Geç kalmışsın" diyebilir, hiç sorun değil. Şuan geldiğim noktada, hayatta öğrenmem gereken o kadar çok şeye geç kaldığımı görüyorum ki. Konuyu dağıtmadan devam edelim. Tübitak, o

Davet Mektubu Örneği

Tübitak 2214-A bursuna başvururken hocanızın size nasıl bir mektup yazacağını ona iletmeniz açısından iş görecek bir örnek sunacağım.  Ben Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakültem adına (Üniversite ve fakülte adının ve ambleminin yer aldığı antentli kağıdıyla) aşağıdakine benzer bir mektup yazdım. Tübitak'ın benden istediği şartları orada sıraladım. Böylece Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakülte dekanlığının imzaladığı bir metinde meramımı iletmiştim. O da kendi üniversitesinin antentli kağıdına yazdığı şu mektubu pdf. olarak göndermişti.  Hocanıza "örnek olarak bu türden bir şeye ihtiyacım var" derseniz, işiniz kolaylaşabilir.  Tabi bunu fakültenizin ağzıyla söylerseniz işler daha da kolaylaşabilir. Böyle bir mektup hazırlar bunu başvurmak istediğiniz tüm üniversitelere de proposal ve cv ekleyerek gönderirseniz yine iş görmesi açısından etkili olabilir. Denemekte ve sonucu burada paylaşmakta yarar var. O halde, herkese kolaylıklar.