Söz dinlemeyen çocukla nasıl başa çıkılır?
Çocuklara sürekli olarak “Oğlum/kızım dur, çocuğum yapma, evlâdım yeter! dersiniz fakat çocuklar bir şekilde durmaz ve sizin istemediğiniz o şeyi yapmaya devam eder. Siz onlara topla şurayı! dersiniz, onlar da sözünüzü dinler ve öyle bir toplar ki orayı eskisinden de berbat hale getirirler (!).
Sanki onların bu durumu, size bir meydan okuma gibidir. Bu yüzden ebeveynler sıklıkla böyle durumları çocuklarının davranışlarını cezalandırma zamanı olarak algılar. Yine de burada olan biten şey, çocuğun meydan okuması veya söz dinlemeyişinden çok, onun gelişimiyle ilgilidir. Şayet çocuğun beyninin nasıl geliştiğinin farkında olursanız, bu tür durumlarda hem çocuğunuzun gelişmekte olan karakterini hem de davranışlarını daha iyi hale getirmesine yardımcı olabilirsiniz.
Çocuğun prefrontal korteksi (beynin alın lobunun ön kısmı) çok ciddi bir şekilde gelişimini sürdürür. Prefrontal korteks eleştirel düşünmeden, problem çözmeden, dürtülerin kontrol altına alınmasından, neden sonuç ilişkilerinin anlaşılmasından vb. düşünsel etkinliklerden sorumlu beyin bölgesidir. Çocuğunuzdaki aşırı meraka hepiniz şahit oluyorsunuz. Bu nedenle, onların her şeyi keşfederek öğrenmeye nasıl da çabaladığını görmüşsünüzdür. Sizin onların ortalığı dağıtmasını durdurma, hoplayıp zıplamalarına engel olma girişimleriniz çoğunlukla boşunadır. Çünkü, bu durumda siz onlarla farklı tellerden çalıyorsunuz ve onları anlamıyorsunuz. Ebeveynler nezdinde, sanki çocukları onları umursamıyor gibidir ama durum hiç de öyle değildir. Çocuk, sizin de istediğiniz gibi hoplamayı zıplamayı, etrafı birbirine katmayı bırakmak istese bile çocuğun dürtü kontrol merkezi henüz gelişmediği için beyninin bu eylemlerle ilişkisi asla kesilmeyecektir.
Her ne kadar çocuklarınızın sizin otoritenizi test ettiğini, sabrınızı zorladığını düşünseniz de evet, durum böyle değildir. Çok basit bir biçimde onların beyinlerinin alt ve orta kısmı tam da şu anda iş başındadır. Bu nedenle çocuğunuzu olgun davranamadığı için cezalandırmanızın hiçbir mantığı yoktur. Tabii ki de çocuğunuz bir yetişkin değil! Her şeyin ötesinde, henüz o, bu dünyada çok yeni.
Çocuğu cezalandırmak yerine, onun davranışlarının sınırlarını belirleyin. Bunu yaparak çocuğunuzun gelişim sürecini ve merakını da onurlandırmış olacaksınız. Örneğin, çocuğunuz yatağın üzerinde zıplıyorsa ya da koltuklarınızın tepesine çıkıyorsa yapacağınız şey çok basit: Yatağı ve koltukları başka bir yere kaldırıp ona güvenli bir ortam oluşturmanızdır. Ancak onun için oluşturduğunuz yeni ortamda güvenli bir biçimde zıplamasına ve tırmanmasına olanak sağlamalısınız. Böylelikle çocuğunuzun zıplamakla ve tırmanmakla ilgili merakını gidereceksiniz. Ona bu eylemleri keşfetmesinde yardım etmiş olacaksınız. Evinizde böyle bir ortam yoksa başka bir alternatif olarak, onun güvenle hoplayıp zıplayacağı bir ortama onu götürmeniz de mümkündür. Siz bunu yaptığınızda, mesele artık, “burada zıplarken kolunu bacağını kıracaksın” demekten “Bak! İşte burada istediğin gibi zıplayabilirsin” demeye gelmiş olacaktır. Özetle siz, çocuğunuzu güvende tutarken onun ihtiyaçlarını da karşılayarak ona sınırlar belirlemiş olacaksınız.
Şayet çocuğunuz yemekleri sağa sola fırlatıp her yeri batırıyorsa, çocuğunuzu yemekten uzaklaştırıp ona güvenle fırlatabileceği bir şey verebilirsiniz. Örneğin, yumuşak bir top olabilir bu. Sonra ona: “Yemeği fırlatamazsın fakat bu topu dilediğin gibi fırlatabilirsin” diyebilirsiniz. Bu ona kabul edilebilir bir seçenek verir ve iki tarafın da kârlı çıktığı bir anlaşma olur.
Yoksa çocuğunuz, boya kalemleriyle duvarları mı çiziyor? O halde duvarınıza kocaman bir çarşafı güzelce tutturun ve onun boyamasına izin verin. Çocuğunuz sürahideki suyu mu döküyor? O halde, onun eline su dolu bir plastik şişe verin ve dışarıya çıkartıp etrafı dilediği gibi ıslatmasına izin verin. Çocuğunuz oyuncaklarını toplamak istemiyor mu? O zaman oyuncak toplaması için bir oyun bulun ve onu eğlenceli hale getirin. Siz onunla baş etmeyi öğrenirken o da bu zaman diliminde üst beynini geliştirmiş olacak. Bu sayede çocuğunuz kendisini kontrol etmeyi öğrenecek. İşte o zaman gelene kadar çocuğunuzla güç mücadelesini / iktidar kavgasını bırakın. Çocuğunuzun ihtiyaçlarına saygı duyarak, evinizi siz ve o/nlar için gereken sınırları belirlediğiniz bir yer haline getirin.
Not: Creative Child Magazine dergisinde yayınlanan Rebecca Eanes’in makalesinden yararlanarak oluşturduğum bu metnin tüm hakları kendisine ait olup benim yaptığım ise siz kıymetli okuyucularıma makalenin manasını kendi perspektifimden intikal ettirmektir.
Yorumlar
Yorum Gönder