Neden döner dünya? Onun kendi ekseni etrafında dönmesi yetmezmiş gibi, bir de o, güneş etrafında döner. Peki ama neden? Bilimsel olarak açıkladığınızda kendi etrafında dönünce gece gündüz, güneş etrafında dönünce mevsimler dolayısıyla da yıllar oluşur diye cevap vereceksiniz ki haklısınız da. Ancak bilimle açıklanamayan nice şeye neden olur dünyanın dönmesi. Her şeyde olduğu gibi dünyanın dönüşünde de gözle görülemeyen sonuçlar vardır. En başta bizi "geri döndürmek" için döner dünya. Dünyanın dönmesi bundan değil de ne? Geldiğimiz yere dönmek için bulunduğumuz yer değil midir bu dünya?
Dünya içindeki her şey, kafa gözüyle bakıldığında hareketsiz durur ama durum hiç de öyle değildir. Kendisi dönen bir şeyin içindekilerin sabit kalması düşünebilir mi? İçinde ne varsa döner dünyayla beraber. Dönmek, daire çizmekten çok ama çok kapsamlı bir eylemdir. Dönmek denilince akla gelen ilk şekil bir dairedir elbette ama dünyanın şeklinin daire olmayışı da ayrıca ironiktir. Kanaatimce bu bile dönmek eyleminin bir daire çizmekten çok daha kapsamlı oluşuna işaret eder nitelikte.
Dönen dünyayla beraber, onun içinde sabit duran şeylerin nasıl da döndüğüne bir bakalım. Bazen bahar güze döner. Dayanamaz kış yaza döner. Kimi zaman buz, çoğu zaman da su buza döner. Her gün gece gündüze, gündüz de geceye döner. Kısaca günler haftaya haftalar aylara ve nihayet aylar da yıllara döner. Bunlar, yukarıda dediğim gibi bilimsel tarafıdır işin. Diğer yandan bilimle açıklanması pek mümkün görünmeyen dönüşümler vardır:
Kiminin sözü, kiminin özü, kimininse gözü döner. Kimi ölümden dönerken, kiminin de hastalığı geri döner. Kiminin tekeri, kiminin nevri, kiminin başı, kiminin de rengi döner. Keser döner, sap döner gün gelir hesap döner. Kısacası devran döner. Pide döner, et döner, tavuk döner. Direkten döner, kapıdan döner, dinden döner. Kimileri de vardır köşeyi döner.
Dönen şeyler arasında bir şey daha vardır ki hiç durmaz: Kalp. Kelime anlamı zaten dönmek olan kalbin durması ise insanın dönen dünyadan ayrılması demektir. Dünyanın durmasının kıyamet olarak adlandırılması da bundandır. Ölüm ve kıyamet. Her ikisi de bir dönme hareketinin son bulmasıyla ortaya çıkar. Öte yandan kalbin sürekli dönüp durmaması ruhsal değişimlerimizin de nedenidir. Fikirlerimizin, hayallerimizin, hedeflerimizin ve hatta kişiliğimizin değişmesi tamamen kalbin dönüp durmamasına yani durmadan dönmesine, bağlıdır. Arzularımızın ve isteklerimizin bitip tükenmeyişi hep bu deveran-ı kalptentir.
İnsan ne zaman kendisi için akıl almaz bir biçimde çekici olan hazları umursamaz peki? Bu sorunun tek cevabı vardır: Öldüğünde. Ölüm ise dönen kalbin durmasından başka bir şey midir ? Şimdi asıl soruyu sorayım: Yaşarken ölmek mümkün müdür? (Başka bir deyişle hazları umursamadan yaşamak imkanlı mıdır?) Bu soruyu hem hakiki anlamıyla hem de mecaz anlamıyla cevapladığımızda: "Evet" yanıtını verebiliriz. Hakiki anlamda yaşarken ölmek, kaçınılmazdır. Mecaz anlamına gelince, dünyadan haz alırken birden bire tüm lezzetlere karşı koymak mümkün müdür? Elbette, evet. Kalbimizin her dönmesinde bizden bir şeyler istemesine karşı durabilirsek bunu kolaylıkla başarabiliriz. Ancak arzularımıza karşı koymada kalbimiz kadar istikrarlı olmazsak başarılı olamayacağız.
İnsan ne zaman kendisi için akıl almaz bir biçimde çekici olan hazları umursamaz peki? Bu sorunun tek cevabı vardır: Öldüğünde. Ölüm ise dönen kalbin durmasından başka bir şey midir ? Şimdi asıl soruyu sorayım: Yaşarken ölmek mümkün müdür? (Başka bir deyişle hazları umursamadan yaşamak imkanlı mıdır?) Bu soruyu hem hakiki anlamıyla hem de mecaz anlamıyla cevapladığımızda: "Evet" yanıtını verebiliriz. Hakiki anlamda yaşarken ölmek, kaçınılmazdır. Mecaz anlamına gelince, dünyadan haz alırken birden bire tüm lezzetlere karşı koymak mümkün müdür? Elbette, evet. Kalbimizin her dönmesinde bizden bir şeyler istemesine karşı durabilirsek bunu kolaylıkla başarabiliriz. Ancak arzularımıza karşı koymada kalbimiz kadar istikrarlı olmazsak başarılı olamayacağız.
Fırıl fırıl döndüğünü fark etmesek de dışımızda ve içimizdeki dünya dönüp dururken, dilimiz dönüp konuşurken söylenebilecek ne varsa söyleyebilmek gerekir sevdiklerimize. Dönüşü anlamlı kılan tek şey ise sevgiliye kavuşmaktır ve "Dönüş ise yalnız O'na'dır".
Kelimelerin sona döndüğü bu yerde sözü Ahmet Cevdet Paşa'ya bırakalım:
"Gerdûn bir âsiyâb-ı felâket medârdır
Gûyâ içinde âdem-i âvâre dânedir"
Ahmet Cevdet Paşa, dönmesine işaret ederek dünyanın dert veren bir değirmen olduğunu, başıboş insanın bu değirmende öğütülen bir buğday dânesi mesâbesinde oluşunu dile getirir.
Neden döner dünya? sizce de var mı bunun bir sebebi?
Neden döner dünya? sizce de var mı bunun bir sebebi?
Yorumlar
Yorum Gönder