Motivasyon yazıları serimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Sizi başarıya ulaştıracak şeylerden söz ederken, ciddi şekilde odaklanacağınız bir "hedef"iniz olmalı demiştik. Hedefinizi belirlediniz. Başladınız çalışmaya. Ama bir şeyler ters gidiyor. Mesela etrafınızdaki kişiler sizi olumsuz etkiliyor. "Bugünlük de idare et hele, yarın başlarsın" türünden karşı konulamaz teklifler alıyorsunuz. Neyse deyip yarına erteliyorsanız; unutmayın ki başarınız en az bir gün gecikecek. Bir günden bir şey olmaz dediğinizi duyar gibiyim. Peki o halde, geçmişinize geri dönüp bir bakın ve sadece bir dakika yüzünden kaçırdığınız trenleri ve nice fırsatı düşünün. Eğer o treni kaçırdığınız güne gitme şansınız olsaydı eminim, bırakın bir dakikayı her dakikayı en iyi şekilde değerlendirirdiniz. İstediğiniz şeyin elinizden kayıp gitmesine müsaade etmezdiniz. Öyleyse, izninizle şöyle okkalı bir cümle söylemek istiyorum. Belirtmeliyim ki söyleyeceğim bu söz, sonraki kuşaklara hediye olacak türden. Belki yüz yıl sonra blogumu okuyan torunlarım dedem de ne okkalı söz etmiş der kim bilir: :)
*Hedefleri olanın azığı zamandır.
Zamanınız daralmışsa hedefinize ulaşma şansınız da azalmıştır. Ertelemek kelimesini literatürünüzden çıkarıp tedâvülden kaldırın. Büyüklerimiz geriye hiç söz bırakmamış derler. Bir tane bırakmışlar aslında. Onu da az önce ben söyledim. Siz de bu sözden aynı manayı anladınız değil mi? “Bugünün işini yarına bırakma”.
Şimdi gözlerinizi kapatın demeyeceğim aksine gözlerinizi iyi açın ve okuyun. Bu satırları okuyana kadar ne yaptınız ise artık geçti ve gitti, unutun! Gelecek ise bir hayalden öte değil. Bizim işimiz yalnızca gerçekliklerle. Gerçeklik ise şuan bu yazıyı okumanızdan başka bir şey değil. Ne demek istiyorum? Hayatınızı avucunuzun içine almayı bilin. Onu yalnızca ve yalnızca içinde bulunduğunuz andan ibaret kılın. Bu, ilk aşamada çok zor olabilir. Fakat kolay olsaydı, herkes hedeflerine ulaşabilirdi. Hedeflerine ulaşabilenler zorluklardan şikayet etmezler. Aksine onlar, zorlukları nasıl aşacaklarıyla ilgilenirler. Sancılar çeken bir hasta düşünün. Onun yapması gereken tek şey, iyileşmeyi ümit ederek içinde bulunduğu sıkıntılara sabretmektir. O halde, siz de hedeflerinize ulaşma yolunda sancılı bir hasta gibi sabırlı olmalısınız.
Geçmişi ve geleceği bir kenara bıraktıktan sonra içinde olduğunuz bu yazının da satırları sona erdiğinde, size tayin edilen ömür süresinin neresinde olduğunuzu bile bilmezken, hedeflerinizi gerçekleştirmek için hala neden zaman kaybettiğinizi ve size hoş gelip sizi hedefinizden alıkoyan şeylerin ondan daha mı önemli olduğunu kendinize sorun. Bu soruya verdiğiniz cevap, önceliklerinizin hedefleriniz olduğuysa artık başarı yolunda size kalan tek ve en sancılı adımı atmak kalmıştır. Bir sonraki yazımda başarmak için size gerekli olan o adımı okuyacaksınız. Şimdilik şimdide kalın ve geleceği düşünecekseniz de başardığınızdan başka bir şey düşünmeyin. Son söze gelince en-Nâbiğâ isimli Arap şairin bir beytinin manasından alarak şöyle diyeceğim:
Hedefiniz bir güneş, diğer her şey ise gece karanlığındaki yıldızlar gibidir. Eğer güneş doğarsa yıldızlar mutlaka kaybolur!
Yorumlar
Yorum Gönder