Bugün günlerden ne sorusunu sorsam kaç kişi doğru cevabı verir?
Eğer doğru cevabı veriyorsanız size hangi günde olduğunuzu unutturacak kadar
güçlü bir hedefiniz yok demektir. “Hayır! Benim çok güçlü bir hedefim var ve
ona ulaşmak için günlerimin azaldığını bildiğim için bugünün çarşamba olduğunu
biliyorum” diyorsanız sözüm yok.
Size çok sayıda önerim olacak motivasyon yazılarımda. Bunlardan ilki, tv
denilen o aptal kutusunu kapatın ya da çöpe atın. Aslında evinizde her ihtimale
karşı bir tane olmasında sakınca yoktur. Ancak o, sizinle evdeki insanlar,
misafirleriniz ve hedefleriniz arasında bir duvar örüyorsa bir an önce bu
duvarı yıkmanın çaresini bulun. Kısacası tv'yi sadece ihtiyaç duyduğunuzda
kullanabildiğiniz bir alet haline getirin. Nitekim mutfağınızdaki bir kaşığı nasıl
ki sadece yemek yerken kullanıyorsanız tv'yi de bir kaşık gibi kullanmalısınız.
Tv'yi hayatınızda olması gereken yere koyduktan sonra bu işlemi telefonunuz,
bilgisayarınız ve tabletiniz için de uygulayın.
Çocukluğumdan bu yana, üzerinde tarihin izlerini gördüğüm ne varsa
ilgimi çekmiştir. Bu bir öküz arabası olabileceği gibi, bir kitap arasından
çıkan eski bir takvim yaprağı bile olabilir. Bununla birlikte geçmişteki
insanların, dönemlerindeki teknolojiye paralel yaşam tarzları da bu ilgimin bir
parçasıdır. Geçmiştekilerin telefonu, televizyonu olmadığında ne ile meşgul
olduklarını büyüklerime hep sormuşumdur. Mesela kış akşamlarında elektriklerin
uzun süre kesik olduğu dönemlerde insanlar akşam karanlığında bir mum yakar ya
da sobanın üzerindeki delikten tavana vuran ışığın aydınlığında çay sohbetleri
yaparlarmış. Kimileri bağlama çalar, kimileri kilim dokur, kimileri elektriksiz
bir hayatın onlara sunduğu loşlukta bir kitabın boşlukları arasındaki satırları
okurmuş. Gel gelelim bunun bizim motivasyonumuzla ilgisi ne?
Eğer hayatınızdan
-aşk dışında- elektiriği çıkarırsanız göreceksiniz ki
karanlıktasınız. Peki karanlıkta olmak kötü mü? Elbette kötü. Sizi aydınlığa
çıkaracak bir ışığa ihtiyaç duyacaksınız. Çünkü karanlıkta aradıklarınızı el
yordamıyla bulmaya çalışmak, size istemediğiniz birçok zararı beraberinde
getirecektir. Kafanızı dolaba çarpabilirsiniz mesela. Karanlıkta kalmamak ille
de lambanın anahtarına dokunmayı gerektirmez dostlar. Bir mum ya da gaz lambası
da yeterlidir aydınlanmak için. Bugün bu kadar aydınlıksa bu, binlerce
yıl önce yanan ateşlerin loş ışığı sayesindedir. Bundan bin sene öncesini
düşünün. Muhtemelen dedelerimiz veya ninelerimiz her gün akşam olduğunda
yapacakları işleri rafa kaldırır ya da rafa koydukları bir ateşin aydınlığında
yapacakları işe odaklanırlardı. Böylece sabahın ilk ışıklarıyla başladıkları
işlerini, akşam yatmadan önce de bir müddet devam ettirip dinlenmeye geçerlerdi.
Evet dostlar yukarıda anlattıklarımla ne demek istediğimi merak
eder gibisiniz; belki de çoğunuz anladı bile muradımı: Aydınlanmak için
elektrikleri kapatın. Ateşin aydınlığı size kâfi gelecek. Hayatınızda ne kadar
elektrikli şey varsa -aşk da dâhil- çalışmaya başladığınızda fişini çekin.
Şayet bir mumu, kitabınızı aydınlatacak şekilde masanıza koyar ve öyle okursanız; görüş alanınız sizin tek odaklandığınız yer olacaktır. Bu sayede
kitaptan ve içindekilerden başka bir şeyi göremeyeceksiniz. Dolayısıyla
okuduklarınıza daha iyi odaklanacak hatta görmekte zorlandığınız satırları bir
kez daha okuyacaksınız. Böylece yaptığınız okumadan iki kat verim alacaksınız.
İlle de mum mu olmalı size ışık veren. Elbetteki hayır. Teknolojinin imkanlarından
size yardımcı olacak şekilde yararlanmak yine sizin elinizde. Dilerseniz bir
masa lambası ya da bir gece lambası bile kullanabilirsiniz.
Motivasyonumuzun kaynağı her zaman bir kıvılcımdır. Unutmayın! O kıvılcımı tetiklerseniz sizdeki yanma kabiliyetine göre bir yangın artık yoldadır. Bugün çoğu insan elektiriğe bağlı yaşarken siz elektrik olmadan da hayatınızı sürdürebilmeyi öğrenmelisiniz. Böylece çalışmak ve hedefinize ulaşmak için her şeyden bağımsız bir birey olmanız gerektiğini anlayacaksınız. Eğer bağımsız olmayı öğrenirseniz her şeyin size bağlı olduğu biri haline geleceksiniz. Bu motivasyon yazımızı Nazım Hikmet'in şu mısra'larıyla bitirelim:
Motivasyonumuzun kaynağı her zaman bir kıvılcımdır. Unutmayın! O kıvılcımı tetiklerseniz sizdeki yanma kabiliyetine göre bir yangın artık yoldadır. Bugün çoğu insan elektiriğe bağlı yaşarken siz elektrik olmadan da hayatınızı sürdürebilmeyi öğrenmelisiniz. Böylece çalışmak ve hedefinize ulaşmak için her şeyden bağımsız bir birey olmanız gerektiğini anlayacaksınız. Eğer bağımsız olmayı öğrenirseniz her şeyin size bağlı olduğu biri haline geleceksiniz. Bu motivasyon yazımızı Nazım Hikmet'in şu mısra'larıyla bitirelim:
"...
Hava kurşun gibi ağır…
Hava kurşun gibi ağır…
Ben diyorum ki ona:
– Kül olayım Kerem gibi yana yana.
Ben yanmasam,
Sen yanmasan,
Biz yanmasak,
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.."
Gerçekten güzeldi emeğinize sağlık
YanıtlaSilBende yazmayı çok seviyorum ama böyle akıcı yazamıyorum bir tavsiyeniz olursa sevinirim
Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Yazmak için verebileceğim en iyi tavsiye çok okumanızdır. Onun dışına yazmak üzerine kaleme alınmış kitaplar bulabilirsiniz. Küçük bir örnek olarak Danell Jones, Virgina Wolf'tan Yazı Dersleri Çeviri: Ebru A. Kesen, Merve Ön Timaş Yayınları; William Zinsser, İyi Yazmak Üzerine, Altıkırkbeş Yayınları kitapları olabilir.
Silgüzel bir yazı olmuş keyifle okudum
YanıtlaSil