Ana içeriğe atla

Bir Deli-l




BİR DELİ(L)

Şimdi kimbilir zaman nerdedir
Bir delinin gelgitleri yaşadığım
Yanaklarımdan bir masalın nehirleri akmakta
Her gün bir avuç isyan, bir demet yalnızlıkta

Şimdi söyle bana
Şu, gözlerimi sulandıran ve kanımı donduran
Soğuk ülkelerin ve dağların
Ve şiirsizliğimin kızı
Bunca yüke dayanır mı bu mahpus delikanlının omuzları
Bir sevgi nişanesi için daha ne kadar sürgün yesin ömrüm
Umarsız çığlıklarımı bulursun artık sokaklarda
Bin bir sokakta yine aynı çocuk ağlamakta
Surlar çevirmiş dipsiz düşlerimi
Kusurlar yine ortalarda
Bir deli, bir yalnız, bir sersemim uykularda
Yenilmek üzereyim
Son şiirimi yazmadım daha

Şimdi kimbilir zaman nerdedir
Bir delinin bakışlarında gizlidir
Bir yangının üzerinde çıplak kalmış ayaklarım
Sular örter üstümü gökler yine ağlamakta
Toprak kokarken sağır kalmış karanlıklar
Kelimeler içerimde haykırmakta: SEN...
Nereye dönsem gözlerinin eseri kahverengilikler
Çıplağım sanki o kahverengi mahrem bakışlarında
Şimdi de söylemezsen, şimdi de duymazsam
Bilki sağır kalırım, bil ki kalakalırım
Ben ki ey! Sevgili kokusundan avare
Ben ki mahkum kalmışım söylenecek yalanlara
Şimdi söyle ey sevgili, ey yâr!
Yaşamak bana mı kaldı binbir düğümün dipsizliğini?
Yaşamak bana mı kaldı,
Gözlerinin olmadığı kahverengi topraklarda

Şimdi zaman kimbilir nerdedir
Göklerde akmakta ırmaklar bir deliye göre
Sense bilmezsin
Kaç nehir var büyüyen gözbebeklerimin ardında
Bunca kuş ölüsü var
Yine sonbahar yanaşmakta
Geçen yıllarmış! Geçilense hep geride kalırmış
Bir deliyim işte ortalarda
Bir katile lale uzatır ellerim
Binbir gül katili ellerim
Aşka dair ne varsa bir bülbülde
Hep, bir güle ağlamakta

Zaman kimbilir nerdedir işte
Kış manzaralı bir resim saçlarım
Beynimde yankılanıyor radyonun cızırtıları
Bir şarkı dinlemekmiş hayat
İçten, içli ve efkârlı
Her doğacak gün periler ağlamakta
Ayaz mı ayaz hayalimde kalmış bakışların

Zaman bende ey sevgili!
Zaman sürgünde, zaman beklemede
Zaman durmada zamansız vaadlerle
Yüreğime buz kırıntıları damlamış işte
Zaman eri(t)mede
Şimdi şiirsiz kalan şair, annesiz kalan çocuk
Şimdi, zamansız kalan yalnızlığım
Çoraklaşan gönlün, yağmur düşmanı iç çekişler
Bana kalan ırgat gülüşlü hıçkırık abideleri
Bana kalan zamansız ölmenin maviliği
Sen git!
Şiirsiz kalsın ilham perileri
Sen git!
Ve öylece yansın düşlerim ağlasın mısralar
Ve ey çiğ tanem,
Ey, yürek diyarımda çarmıha gerilen iç ağlamalarım
Son mısrasını bir türlü yazamadığım şiirlerim
Söyleyin O’na
“Zaman bende durur, O’nla başlamakla...”









Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ds-160 formu, hatalar ve çözüm

Ds-160 formu ABD vizesine başvurmak için doldurulan temel bir formdur. Formla ilgili ciddi bir stres yaşadığım için normal yazılarımın içeriğinden farklı olarak bu konuya birilerine yardımcı olmak adına yer vermek istedim. İlgili olmayanlar sizi diğer yazılarımı okumaya davet ediyorum:)  Ds-160 ABD vize formu cennete gidenlerin doldurabileceği türden. Cennete alıyorlar sanki sizi o nedenle de böyle zorluyorlar. Cennete gideceklerin bile hataları olduğuna göre, bu formu doldururken hata yaptınız diye dert etmeyin. Aslında işi bilirseniz yarım saatte dolduruluyor. Nitekim ikinci Ds-160'ı düzenlemek yarım saat sürmedi. Birinciyi sormayın :)  Öncelikle belirtmeliyim ki, konuyla ilgili Türk internet sitelerinde düzgün bir yanıt bulamadım. Bir cevap varsa bilmiyorum, ben bulamadım. Şimdi, bundan sonra başına benzer problem gelebilecekler için bu yazıyı kaleme alıyorum. Bu yazı sütten ağzı yanan birinin kaleminden dökülmüştür. Öncelikle yazı, hatasını düzeltmek ist

Tübitak'ın 2214-A Bursuna Başvurmak: Davet mektubu

Tübitak 2214-A yazı dizisini yaklaşık 11 aylık bir sürecin sonunda yazma ihtiyacı duydum. Çünkü 2214-A burs serüveni ciddi bir emek gerektirmekteydi ve gereken emeği harcayarak bugüne gelince, bu yola düşenlerin ne kadar yardıma ihtiyacı olduğunu anladım. Birazdan bu serüvenimi noktasına virgülüne varana dek size aktaracağım. Ancak bunu bölüm bölüm sunmanın daha faydalı olacağını umarak, davet mektubu almak la ilgili yaşadıklarımı bu yazıda anlatacağım. Bu arada, yazının muhatapları akademik camiada yer alan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin tamamı olabilir. Ancak bir projenin ve çalışmanın nasıl geliştiğini merak eden herkes de gayet tabî, bu yazı dizisinden istifâde edebilir. O halde başlayalım: Tâ lise yıllarımda Tübitak diye bir kurumdan haberdar olmuştum. Bazılarınız "Geç kalmışsın" diyebilir, hiç sorun değil. Şuan geldiğim noktada, hayatta öğrenmem gereken o kadar çok şeye geç kaldığımı görüyorum ki. Konuyu dağıtmadan devam edelim. Tübitak, o

Davet Mektubu Örneği

Tübitak 2214-A bursuna başvururken hocanızın size nasıl bir mektup yazacağını ona iletmeniz açısından iş görecek bir örnek sunacağım.  Ben Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakültem adına (Üniversite ve fakülte adının ve ambleminin yer aldığı antentli kağıdıyla) aşağıdakine benzer bir mektup yazdım. Tübitak'ın benden istediği şartları orada sıraladım. Böylece Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakülte dekanlığının imzaladığı bir metinde meramımı iletmiştim. O da kendi üniversitesinin antentli kağıdına yazdığı şu mektubu pdf. olarak göndermişti.  Hocanıza "örnek olarak bu türden bir şeye ihtiyacım var" derseniz, işiniz kolaylaşabilir.  Tabi bunu fakültenizin ağzıyla söylerseniz işler daha da kolaylaşabilir. Böyle bir mektup hazırlar bunu başvurmak istediğiniz tüm üniversitelere de proposal ve cv ekleyerek gönderirseniz yine iş görmesi açısından etkili olabilir. Denemekte ve sonucu burada paylaşmakta yarar var. O halde, herkese kolaylıklar.