Ana içeriğe atla

23 Nisan Miraç Kandili


23 Nisan Miraç Kandili.  Bugün iki mübarek günü bir arada idrak ediyoruz (!) Biri millî, diğeri dinî. Mübarek olmayan pazara her ikisinin denk gelmesi sebebiyle milletimiz biraz şaşkınlık yaşıyor sanki. Görünen o ki, kutlamalara hangisinden başlasak diye tereddüt etmiyor değiller. Açıkçası ben de merak etmiyor değilim. Kafamı kurcalayan sorular yok değil. Günleri mübarek yapan amiller nelerdir? Haftanın yedi gününün biri mübarek olma şerefine ererken diğerinin bu şereften yoksun olmasını sağlayan amil ne ola ki? 

Ecdâdımız İslâm'la müşerref olduktan sonra kendi örfünü dine uygun hale getirmeye çalışarak birtakım yenilikler ortaya çıkarmıştır. Bu yeniliklerden biri de kandillerdir. Kandillerin bu tür gecelerde camilerin minarelerinde yakılmasıyla o gecenin hatırlatılması amaçlanmaktaydı. Gel gelelim, bu gecelerden bir kısmının varlığı ve sahihliği alimler tarafından ihtilaflı bir meseledir de. Kadir gecesi, üzerinde ihtilaf olmayan bir gece olarak bu gecelerden ayrılmaktadır. Çünkü bizzat Kur'an bu gecenin adıyla bir sureyi muhtevîdir. Diğer geceler ise hadislerle vârid olmuş görünmektedir. Bu hadislerin sağlamlığı konusundaki tartışmalardan dolayı da Kadir  Gecesi dışındaki gecelerin sahihliği su götürmez bir saflıktan uzaktır. Benim bu gecelerle ilgili takıldığım husus ise sahihlik veya sahtelik meselesi değildir. İnsanımızın bu gecelerde birtakım mihraklar tarafından sömürülmesidir.

Sahih veya gayr-ı sahih  -Kur'an'da belirtileni dışında- bu geceler iman meselesi değildir. Öte yandan bu geceler dinin aslını da oluşturmuyor. Fakat insanımızın bunca hengâmenin arasında birbirini arayıp sormasına, birbiriyle küs olanlara barışma imkânı sunmasına, gönüllerin 'imarına, camiye otobanı olmayana bir tali yol buldurmasına bakıldığında bu tür geceler veya günler gayet anlamlı görünüyor. Öte yandan, bu geceler için namazlar icâd edenlere (falanca kandil namazı filanca gecesi namazı gibi), tesbih sayılarında astronomik rakamlar üretenlere ve hatta bu gece zikrettiği şeyi unutup sayılara matematikçi gibi kafayı takanlara, cenneti kendi satılık arazisi gibi pazarlayanlara baktığımızda bu gecelerin zımnında dinin nasıl suistimal edildiğini de görüyoruz. 

Muhtemelen içinde bulunduğumuz yüzyılda mezkûr geceler, kaynaşmak ve kırgınlıkları gidermek için ecnebîlerin uydurduğu anneler günü, babalar günü ve bizim 23 Nisan Çocuk ve Şeker bayramı ile kıyaslandığında her yaştan insanımız için önemli bir fırsat. Çünkü benim kanaatimce bizim örfümüzde sadece belirli günlerde belirli kişi ve kutsalları  hatırlamak diye bir şey yok. Ana, baba, abi, abla, kardeş, eş, dost ve onların türevlerini hatırlamak, Rahmân'ı ve rahmetini hatırlamak, Sevgili'yi hatırlamak bizden öncekilerde eminim ki telefon ve onun idlak olunduğu teknoloji olmadan bile çok daha manalıydı. Şimdilerde cikletlerden çıkan mani tadında mesajlarla gönül aldığını sanan bir nesil türemiş vaziyette ve bundan daha kötüsü -hiçbirimiz dört dörtlük değiliz- bu kutlamayı yapanların başında dinin asıllarıyla imanın şartlarından olan hususlarla problemi olan insanlar gelirken, onları amelleri konusunda zayıf olanlar takip ediyor. Sen cennetlik misin de bunları yazıyorsun, her şeyin tam mı? diye soran arkadaşlar, ben de hepinizin Miraç Kandilini /Gecesini ve 23 Nisan Çocuk ve Şeker bayramını kutluyorum. Benim için de dualarınızı bekliyorum. Son bir nüansa değinmeden geçemeyeceğim, o da; gece/kandil nüansı. Buna kandil diyenleri, gece diyenler de eleştirmekten geri durmuyor vesselam. Kandil dersen olmaz gece demen vacibe yakın mekruh diye görüş bildiren alimlerimiz var:)

Her neyse, bu vesile ile (hangi vesile olduğunu hiçbir zaman bilmediğimiz bir ifadedir bu) bütün Türkiye çocuklarının ve Türkiye'nin Müslüman insanının 23 Nisan Miraç Kandili mübarek olsun diyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ds-160 formu, hatalar ve çözüm

Ds-160 formu ABD vizesine başvurmak için doldurulan temel bir formdur. Formla ilgili ciddi bir stres yaşadığım için normal yazılarımın içeriğinden farklı olarak bu konuya birilerine yardımcı olmak adına yer vermek istedim. İlgili olmayanlar sizi diğer yazılarımı okumaya davet ediyorum:)  Ds-160 ABD vize formu cennete gidenlerin doldurabileceği türden. Cennete alıyorlar sanki sizi o nedenle de böyle zorluyorlar. Cennete gideceklerin bile hataları olduğuna göre, bu formu doldururken hata yaptınız diye dert etmeyin. Aslında işi bilirseniz yarım saatte dolduruluyor. Nitekim ikinci Ds-160'ı düzenlemek yarım saat sürmedi. Birinciyi sormayın :)  Öncelikle belirtmeliyim ki, konuyla ilgili Türk internet sitelerinde düzgün bir yanıt bulamadım. Bir cevap varsa bilmiyorum, ben bulamadım. Şimdi, bundan sonra başına benzer problem gelebilecekler için bu yazıyı kaleme alıyorum. Bu yazı sütten ağzı yanan birinin kaleminden dökülmüştür. Öncelikle yazı, hatasını düzeltmek ist

Tübitak'ın 2214-A Bursuna Başvurmak: Davet mektubu

Tübitak 2214-A yazı dizisini yaklaşık 11 aylık bir sürecin sonunda yazma ihtiyacı duydum. Çünkü 2214-A burs serüveni ciddi bir emek gerektirmekteydi ve gereken emeği harcayarak bugüne gelince, bu yola düşenlerin ne kadar yardıma ihtiyacı olduğunu anladım. Birazdan bu serüvenimi noktasına virgülüne varana dek size aktaracağım. Ancak bunu bölüm bölüm sunmanın daha faydalı olacağını umarak, davet mektubu almak la ilgili yaşadıklarımı bu yazıda anlatacağım. Bu arada, yazının muhatapları akademik camiada yer alan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin tamamı olabilir. Ancak bir projenin ve çalışmanın nasıl geliştiğini merak eden herkes de gayet tabî, bu yazı dizisinden istifâde edebilir. O halde başlayalım: Tâ lise yıllarımda Tübitak diye bir kurumdan haberdar olmuştum. Bazılarınız "Geç kalmışsın" diyebilir, hiç sorun değil. Şuan geldiğim noktada, hayatta öğrenmem gereken o kadar çok şeye geç kaldığımı görüyorum ki. Konuyu dağıtmadan devam edelim. Tübitak, o

Davet Mektubu Örneği

Tübitak 2214-A bursuna başvururken hocanızın size nasıl bir mektup yazacağını ona iletmeniz açısından iş görecek bir örnek sunacağım.  Ben Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakültem adına (Üniversite ve fakülte adının ve ambleminin yer aldığı antentli kağıdıyla) aşağıdakine benzer bir mektup yazdım. Tübitak'ın benden istediği şartları orada sıraladım. Böylece Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakülte dekanlığının imzaladığı bir metinde meramımı iletmiştim. O da kendi üniversitesinin antentli kağıdına yazdığı şu mektubu pdf. olarak göndermişti.  Hocanıza "örnek olarak bu türden bir şeye ihtiyacım var" derseniz, işiniz kolaylaşabilir.  Tabi bunu fakültenizin ağzıyla söylerseniz işler daha da kolaylaşabilir. Böyle bir mektup hazırlar bunu başvurmak istediğiniz tüm üniversitelere de proposal ve cv ekleyerek gönderirseniz yine iş görmesi açısından etkili olabilir. Denemekte ve sonucu burada paylaşmakta yarar var. O halde, herkese kolaylıklar.