Bilgisayarlar hayata ekranlarını açtıktan bu yana çok şey değişti. O dev gibi dakikalarca açılmak bilmeyen ekranlardan neredeyse tıklamayı aklımızdan geçirdiğimizde kendiliğinden açılacak ekranlara doğru ilerliyoruz. Öyle hızlandık ki artık trafikte beklerken yaşadığımız sabırsızlığı ekran karşısında da yaşamaya başladık.
Bilgisayar ekranı karşısındaki sabırsızlığımız bazen bize pahalıya mal olabiliyor. Nasıl mı? Değerli bir dostumun şuan markasını reklam olmasın diye:) hatırlamadığım windows 10 işletim sistemli bir bilgisayarı vardı. Garibim, her gün taa bilmem kaç km'den üşenmeden o dambıl kılıklı aleti omuzunda taşıyıp işe gelir eve dönerken de diğer omuzuna alıp yolu tutardı. Bir gün arkadaşım omuzları boş gelmişti işe. Onu omuzundaki yükleri olmadan görünce şaşırdım tabi ben bu işe. Sordum bizim arkadaşa: Hayrola nedir bu hal? Akşam kendisine halletmesi için bir iş gönderilmiş. O da bilgisayarı açmış. Açmış açmasına ama bilgisayar her zamanki gibi pek niyetli değilmiş açılmaya...Önceden beri şikayetçi olduğu bir durumdu bu. Bilgisayarı açarken beklediği süre içinde bir doktora tezi yazacağından şüphe etmezdim. Çünkü bende aynısından iki kaplumbağa var. İkisi de açılmaya açılmaz kapanmaya kapanmaz Güncelleşip durur ama hep mazidedir bizim bürokrasi gibi. Bir google sayfası açmak, sanki ilk çağı kapatıp orta çağı açmak gibidir. Ben hala bu iki çağ arasında gidip geliyorum.
Hasılı, bizimki çağ atladı ama ekonomik paketler, kemer sıkma politikaları takip etmek zorunda kaldı. Nasıl mı? Anlatırken bile zevkten dört köşe oluyorum. İçimin yağları eriyor. Hayatım boyunca yapmayı istediğim ama yapamadığım o şeyi yapmış. Bilgisayarı almış bir o duvara bir bu duvara çalmış içi soğuyup rahat edene kadar bunu tekrarlamış. Şuan anlatırken bile ağzımın suyu akıyor. O elmadan ben de ısırmak istiyorum ama yasak bana hala. Bana kalan tek bir söz var:
"Bir başıma kalsam şehe sultana kul olmam
Vîran kalası hânede evlâdu iyâl var"
Yorumlar
Yorum Gönder