Ana içeriğe atla

Eşit ağırlıkta sen? (1)



Sen yoksun ya
Gecenin bir yarısı yok
İki yarısı, dört çeyreği var
Akreple yelkovan arasındaki açı
Hep hüzün derece

Sen yoksun ya
Gözlerime kümelenen acının
Kesişimleri var beynimde
Ve birleşimleri yüreğimde

Sen yoksun ya
Çarpanlarına ayrılmış bedenimin
Bir daha bir araya gelmeme olasılığı var

Sen yoksun ya
Kurduğum cümleler edilgen çatılı ve geçişsiz
Anlam belirsizliği içinde

Sen yoksun ya
Odamda nem açığı artarken
Gözlerimde nem doyma noktasında
Ayın dört hali var ama hiç hali yok

Sen yoksun ya
Uykuma koloniler kurdu sokak lambaları
Zaman milattan öncesi kadar anlamsız
Engizisyon mahkemelerine düşmüş kadar bahtsızım

Sen yoksun ya
İvme  kazandı yalnızlığım
Homojen bir karışım gibi şimdi duygularım
Ve atom çekirdeği kadar küçük
İçimdeki umut.

Sen yoksun ya
Bir septik kadar şüpheciyim
Bir entüsyonist kadar sezgici

Sen yoksun ya
Evrim teorisi kadar saçmayım
Nötr atomlar gibi hareketsiz

Ve sen yoksun ya
Manik depresif bir hastayım
Halisünasyonlar görüyorum ara sıra

Ama sen olsaydın şimdi yanımda
Eminim varlığının yokluğuna oranına "k" derdim
Bu kadar problemli olmazdım
İşlemimin birim elemanı olurdu
Seninle geçirdiğim zamanın modunu alırdım
Bir fonksiyonu olurdu içimdeki umudun
Bir de senden kalan hatıraların polinomu
Kök 2 kadar küskün olmazdım hayata
Pi gibi uzayıp gitmezdi hayallerim
Fiziksel bir denkleme gerek kalmazdı
Kimyasal çözülmeler gerçekleşirdi içimde
Romantizm yaklaşımımı ben de öne sürerdim
Her filozof gibi
Şüpheyi amaç değil, araç olarak kullanırdım
Biraz da rasyonalist takılırdım elbette
Varlığının getirdiği sıcaklıkta erime noktamı saptardım
O da olmazsa mutlak nemin maksimum neme oranını hesaplardım
Yalnız, yüzle çarpmazdım
Sana  bağlanacağımdan bağıl nemim artardı kesinlikle
Sonra Romalı bir asilzade gibi
Arslanlara kur yapardım
Kanunî kadar namlı, Colomb kadar şanslı olurdum
Yeni bir element de ben bulurdum
Ve senin ismini verirdim ona
F kuvveti uygulardım şu üzerime gelen duvarara
Yalnızlığı, kurduğumuz düş denkleminde
Diğer tarafa atıp kök içinde bırakırdım
Belki de Pisagor teoremi kadar anlamlı olurdum
Benzerlik teoremini kullanarak,
Seni bir güle benzetirdim

İşte böyle;
Aslında sen olmasan ben olur muydum?
Ve sen olmasan ben şair olur muydum?

Yıl:2004
Saat: 00.54

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ds-160 formu, hatalar ve çözüm

Ds-160 formu ABD vizesine başvurmak için doldurulan temel bir formdur. Formla ilgili ciddi bir stres yaşadığım için normal yazılarımın içeriğinden farklı olarak bu konuya birilerine yardımcı olmak adına yer vermek istedim. İlgili olmayanlar sizi diğer yazılarımı okumaya davet ediyorum:)  Ds-160 ABD vize formu cennete gidenlerin doldurabileceği türden. Cennete alıyorlar sanki sizi o nedenle de böyle zorluyorlar. Cennete gideceklerin bile hataları olduğuna göre, bu formu doldururken hata yaptınız diye dert etmeyin. Aslında işi bilirseniz yarım saatte dolduruluyor. Nitekim ikinci Ds-160'ı düzenlemek yarım saat sürmedi. Birinciyi sormayın :)  Öncelikle belirtmeliyim ki, konuyla ilgili Türk internet sitelerinde düzgün bir yanıt bulamadım. Bir cevap varsa bilmiyorum, ben bulamadım. Şimdi, bundan sonra başına benzer problem gelebilecekler için bu yazıyı kaleme alıyorum. Bu yazı sütten ağzı yanan birinin kaleminden dökülmüştür. Öncelikle yazı, hatasını düzeltmek ist

Tübitak'ın 2214-A Bursuna Başvurmak: Davet mektubu

Tübitak 2214-A yazı dizisini yaklaşık 11 aylık bir sürecin sonunda yazma ihtiyacı duydum. Çünkü 2214-A burs serüveni ciddi bir emek gerektirmekteydi ve gereken emeği harcayarak bugüne gelince, bu yola düşenlerin ne kadar yardıma ihtiyacı olduğunu anladım. Birazdan bu serüvenimi noktasına virgülüne varana dek size aktaracağım. Ancak bunu bölüm bölüm sunmanın daha faydalı olacağını umarak, davet mektubu almak la ilgili yaşadıklarımı bu yazıda anlatacağım. Bu arada, yazının muhatapları akademik camiada yer alan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin tamamı olabilir. Ancak bir projenin ve çalışmanın nasıl geliştiğini merak eden herkes de gayet tabî, bu yazı dizisinden istifâde edebilir. O halde başlayalım: Tâ lise yıllarımda Tübitak diye bir kurumdan haberdar olmuştum. Bazılarınız "Geç kalmışsın" diyebilir, hiç sorun değil. Şuan geldiğim noktada, hayatta öğrenmem gereken o kadar çok şeye geç kaldığımı görüyorum ki. Konuyu dağıtmadan devam edelim. Tübitak, o

Davet Mektubu Örneği

Tübitak 2214-A bursuna başvururken hocanızın size nasıl bir mektup yazacağını ona iletmeniz açısından iş görecek bir örnek sunacağım.  Ben Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakültem adına (Üniversite ve fakülte adının ve ambleminin yer aldığı antentli kağıdıyla) aşağıdakine benzer bir mektup yazdım. Tübitak'ın benden istediği şartları orada sıraladım. Böylece Amerika'daki danışmanıma Türkiye'deki fakülte dekanlığının imzaladığı bir metinde meramımı iletmiştim. O da kendi üniversitesinin antentli kağıdına yazdığı şu mektubu pdf. olarak göndermişti.  Hocanıza "örnek olarak bu türden bir şeye ihtiyacım var" derseniz, işiniz kolaylaşabilir.  Tabi bunu fakültenizin ağzıyla söylerseniz işler daha da kolaylaşabilir. Böyle bir mektup hazırlar bunu başvurmak istediğiniz tüm üniversitelere de proposal ve cv ekleyerek gönderirseniz yine iş görmesi açısından etkili olabilir. Denemekte ve sonucu burada paylaşmakta yarar var. O halde, herkese kolaylıklar.