Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ölmeden Bir Hafta Önce

Tüm yazıların bir kader olduğu kanaatindeyim. Bu yazıyı yazmanın kader olması gibi. Yazı kaderdir, evet. Eğrek’ten başladım tanımaya küçücük dünyayı, ardından okulun önündeki musalla taşıyla tanıştım.  Okulun bahçesine girdim ve o bahçede “çocukluk arkadaşı” diye kaderimde yazılı olan Emrah’ı tanıdım. Şimdi yazacaklarım da iki çocuğun kardeş(siz)liğinin yazısıdır, yani kaderidir: Bahar gelip mahallede çiçek kokuları birbirine karıştığında arı vızıltıları başlar, yağmur sonrası toprak kokularıyla kuş sesleri birbirine karışır, akşam serininde otlanmaktan dönen hayvanların çanları duyulurdu, mahallenin ortasından geçen yokuşta. Bizim kardeşliğimiz o yokuşun sonunda başlamıştı Emrah’la. İlk kez o yokuşta kavga etmiş ve ilk kez o yokuşta barışmıştık. Şimdi hatırlıyorum da o çocukluk günlerimizi: yemyeşil bahçelerde papatyalar arasında koşup oyunlar oynardık, bahçedeki bahar kokusunu ciğerlerimize çeker, birbirimize şakalar yapar, çimenlere yatar yuvarlarnırdık. Elbiselerimizde çi